Ana içeriğe atla

Re-Locate

Re-Locate

Re-Locate Projesi kavramsal çerçevesini Anadolu ve Balkanlar arasında
gerçekleşen mübadele döneminden alarak, sınırların değişkenligi,
kültürel ortaklıklar, ihtilaflar, iletişim eksikliği ve yeni iletişim
biçimleri kurabilme yöntemlerine odaklanıyor. Proje icin seçilen
mekanlarla olan ortak tarihel gecmiş bir yol haritasi teşkil etmesinin
dışında sanatsal anlamda kurulabilecek sanatçılar, küratörler,
yazarlar ve kurumlar arası bir ağa temel oluşturma, ana merkezler
dışında kalan alanlar ya da küçük merkezler arasında ve sanatçilar
arası diyaloğu hedeflemekte.

Proje, (öngörülen) 2 Mayıs – 23 Mayıs tarihleri arasında Filibe
(BG), Atina (GR), Üsküp (Makedonya) ve Priştina’da (Kosova)
gerçekleştirilecek bir seri workshoptan oluşacak. Proje çerçevesinde
sanatçılar birlikte karayolu ile seyahat ederek sınırları fiziksel
anlamda deneyimlemelerinin yanı sıra gittikleri mekanlardaki sanatçılar
vb. ile ortak projeler üretmeleri ve iletişim olanaklarını
tartışmaları amaçlanmakta.

Proje, gidilen her mekanda yaklaşık 4-5 gunluk sureçlerde oluşacak
workhoplar ve projeye partner kurumlarda yapılacak sunumlardan oluşacak.

Workshop sonrasi partner kurumlardan 4-5 adet sanatci Apartman Projesi’ne
1 aylık residency icin davet edilecek.

Projenin sonuçlandırılması;
Re-locate icin deneyimler, gozlemler, bölgeye, konuya hakim
yazarların-eleştirmenlerin katkıları, kurulan networkingler ve
sanatçıların çalışmalarıdan oluşan bir yayın hazırlanıp Apartman
Projesi’nde bir tanıtım toplantısı gerçekleştirilmesi
hedeflenmekte.

Sergi;
Katılımcı sanatçıların çalışmalarını kapsayan bir sergi, proje
ile ilgili bir sunum eşliğinde gerçekleştirilecek. (Tarihler
belirlenecek)

Re-locate çerçevesinde gidilen mekanlardaki local sanatçılar, yazarlar,
küratörler gibi sanat alanında etkinlik gösterenlerle ortak
çalışmalar üretilmesi AP için önemli unsurlardan biri olmakla beraber
bireysel projeler de dahil edilebilecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler