Ana içeriğe atla

eupost





Notlar alalim notlari zamanla demleyelimde ocagin dibi yapismasin yanmasin yanmamasina imkan yok cunku zieemens elektrikli ocaklar izin vermez sizin sutlaciniza keskulunuze,herkesin agiz tadi farkli.linz artistic practic egzer'size' derken notlarimi kucuk kucuk aldim kucuk adimlarimla beraber.Ne buyuk adimlar golgelerle kayboluyorlar avrupanin ortasinda.zaten hersey bir buyukluk icinde kuculmekte ufukta kaybolan sen/ sun/ zan sin bir anlamda,ama zanli konusmayalim,hersey guzel,fakat bu sadece gorunen dibe kazan her tavsan gibi bende kazdikca kazdim dipten neler neler cikti.

Tyler Durden hani butun beyaz adamlar beyaz yakali kole olmus diyordu ya burada tum 3. dunya vatandasi olan insanlar 'turkler' icinde ayni cumleyi kullanmak yanlis olmaz.ne kadar cok uzuldum,insanlari dinlerken,daha once neden diskur acilmadi iskinin diskurumuydu olen olene,biz turkler burada paspaslik yapiyoruz onu birak birbirizin kanini iciyoruz,beraber yasamayi kendimiz ogrenemedigimiz gibi bunun icinde cabalamiyoruz.Suleymancilar,Milli gorusculer,Nurcular,Diyanetciler kuyrugunuzla uyrugunuz ayni olsa bari abicim,iletisim ve integrasyon problemleri bir yana burada hersey ahlaki cokus icerisinde turkun turkten baska herkes dostu burada.turkler birbirlerine nadir gidiyorlar ya da gittikleri nadir turk dostlari VAR.



Bu onlari yalnizlastirdigi gibi translastiriyorda.nurcularin yerine davetliydim gecen mekanin ismi de phoneix.Kendi gozyasindan dogan nurcular lokal bireyselligin kurbani olmuslar surekli sohbet ici biradalar,sosyal bir aktiviteleri yok,gerci cogu belcikadan oradan buradan gelse bile.Nurcularin icinde okuyan cok siki cocuklarda var genelde kimya matematik vs bolumlerinde gelistirmisler kendilerini fakat gulmeyi unutmuslar be kardesim,.burada herkes turkiyeden geldimi duyunca hossohbet oluyor negatif bir tavir gormedim allah icin.nede olsa hep dedigim gibi bizim kendimize yaptigimizi cumle alem gelse yapamazzzz yine dedim/derim.dernek yapilandirma mantigiyla herkesin kendine ozgu lokali var bu lokal mekanlar esasinda devletle anlasmaya varilmis sosyo-kulturel yardimlasma merkezleri ama turk style hepsi kahvehane gerisi bahane olmus azizim.mezopotamya,atip vs hepsi adamini kayiriyor abicim diyen bir linz vatandasinin yalancisiyim.

kimse sevmiyor e gidemiyorda acaayip bir durum,kacan cecenler avusturyada tetikcilik yapiyorlarmis bulgarlar romenlerde diger bizim turklerden farkli olarak 2.sinif avrupali olmanin tadini cikariyorlarmis,bir sokak marketinde( bim tarzi) uzay seyahati gibi umumi hizmeti nasi detarjan satar gibii pazarladigini gorunce seffaflik insani rahatsiz hissediyor.herkese gore mal.her mala gore hersey mevcut fingers never stop never stop touching you you you....

avrupada ozgurluk yok,hani soyleyeyimde unuturumda falan filan,mafya yok mafyalasmis yasalar var girmeyelim propanga derler ama gercek ..ovp gibi bir parti iktidardayken ve yeni bir security dapermant kuruyorken

al sana mal josef fritzl insan duyunca urperiyor her yerde boy boy ,bir internet sayfasinda ev planinin 3d boyutlu bir animasyonunu gorduyseysiniz bir avrupalinin kendi oz kizina 27 yil tecavuz ettikten sonra medyadan telif olarak tum hikayeleri 4 milyon eeeeaavro talep etmesini belki makul karsilayabilirsiniz,makulmu dedim ??/

avrupa avrupa duy sesimi bu gelen mrderenin yirtik biografisi,bu arada ayakkabi zortt,usutmedigime duaciyim.biraz sikilgan birazda art niyetsiz.benimle emotional social motivasyon kuracak bir ayakkabiya ihtiyacim var.bunu soylerken linz kaldirimlari kadar temiz yuregim. bu havalar gibi gelip gecer omrum,of birde gercek cay olsa gam yemeyecegim onu da turk kalitesinde aradigim icin kolay bulamam herhalde.enormal herhalde safak bastiriyor .

,askimi ozledim,herkesi ozledim,memleketimi ozledim..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler